Coğrafya Projemiz
  Nüfusun Gelişimi,Dağılışı ve Nitelikleri
 

NÜFUS SAYIMLARI

Nüfus sayımı

Bir ülkenin sınırları içinde yaşayan kişilere yönelik demografik, ekonomik ve sosyal verilerin toplanması ve bu verilerin değerlendirilmesi işlemine nüfus sayımı denilmektedir. (Belli bir ülkede yaşayan insanların belli bir günde sayılması demektir )Sayımın yapıldığı güne “ sayım günü” denir.

Tarih boyunca çeşitli amaçlarla birçok nüfus sayımları yapılmıştır. Ancak yapılan sayımlar bu günkü sayımlarla aynı özellikte olmayıp günümüz sayımlarına göre yapılış, amaç, elde edilen sonuçlar bakımından oldukça yetersiz durumda idi.

 

20. yüzyıldan önce yapılan nüfus sayımlarının özellikleri

1- Bu sayımlar genel olarak çok dar amaçlara hizmet etmek için ( Asker ve vergi alma işlemleri) yapılmaktaydı.

2- Bu nüfus sayımları belirli aralıklarla yapılan periyodik sayımlar değildi.

3- Bu sayımlarda elde edilen bilgilerin bulunduğu istatistikler yeterince tutulmamış ve değerlendirilememiştir.

4- Bu sayımlarda ülkeler arasında bir birlik ve uygulamada ortaklık yoktu, dünya ülkeleri kendilerine göre değişik sayım yöntemleri kullanıyordu.

5- Bu sayımların sonuçları sıhhatli değildi ve düzenli olmadığı için dünya nüfusu hakkında yeterli bilgiler vermiyordu.

Dünyada ilk modern manada nüfus sayımları İskandinav Ülkelerinde yapılmıştır.

 

Ülkemizde nüfus sayımları

        Osmanlı İmparatorluğu döneminde istatistik çalışmaları, başlangıçta devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla, 30–40 yıl gibi aralıklarla nüfus ve toprak sayımları yapılması şeklinde düşünülmüştür.

      Osmanlı Dönemi öncesine ilişkin istatistik çalışmaları hakkındaki bilgilerimiz ise eksiktir.

      İmparatorluk yeni kurulduğu sıralarda nüfusla birlikte tarım ve arazi konularında bilgi toplamaya özel önem verilmiş; 1326–1360 ve 1360–1389 yılları arasında toprak ve nüfus sayımları yapılmıştır.

      Daha sonra Padişah Kanuni Sultan Süleyman genel bir sayım yaptırmaya teşebbüs ederek, bunun her yüzyılda bir tekrar edilmesini Kanunname’ye yazdırtmıştır. Tarihçiler bu dönem içinde 1566–1574 yıllarında Genel Nüfus ve Arazi Sayımı, 1608 yılında tekrar bir nüfus sayımı uygulandığını yazmaktadır.

      Kemankeş Kara Mustafa Paşa Sadrazamlığı sırasında nüfus sayımlarının ülke için gereğini belirtmiş ve bunların otuz yılda bir tekrarlanmasını karar altına aldırtmıştır. Ancak sayısız savaş nedeniyle, bu süreye gereğince uyulmadığı gibi, sayım girişimleri sonuçlandırılamamış, fakat çalışmalara ve bilgi toplama faaliyetine devam edilmiştir.

      19.Yüzyılın başından itibaren Âdemi Merkeziyet sistemine dayalı olarak merkezde her nezarette, taşrada ise vilayet ve kazalarda istatistik büroları açılmış ve bunların çalışmalarını takip ve kontrol etmek için de ayrı bir merkezi organ kurulmuştur.

      Başarı ile sonuçlandırılan ilk Nüfus Sayımı 1831 yılında yapılmıştır. Esas amacı askerlik yapabilecek halkın sayısı ve yeni vergi kaynaklarının saptanması olan bu sayımda, Rumeli ve Anadolu’da bulunan tüm İslam ve Hıristiyan erkek nüfus kapsanmıştır.

      II. sayım 1844 yılında kadın nüfusu da kapsayan bir nüfus sayımı daha yapılmış, amacı da kimlik verilecek vatandaşları belirlemektir. 1854’te ise yeni bir nüfus sayımına daha girişilmişse de bunun sonuçlandırılması kabil olmamıştır. 1870 yılında yapılmasına karar verilen Genel Nüfus Sayımı da uygulanamamıştır. III. sayım 1874’te yapıldı, Tuna vilayetleri sayıldı, Trablusgarp ve Arabistan nüfusu tahmin edildi. Bu sayıma göre Anadolu’daki nüfus sayısı 12 milyon civarında idi.

      Aynı dönemde Nüfus Sicili Nizamnamesi çıkarılmış ve ilk kez Nüfus Müdürlüğü kurularak nüfus tezkereleri ile doğum, ölüm, yer değiştirme olaylarının kaydına başlanmıştır. 1891 yılında Bab-ı Ali’de Merkezi İstatistik Encümeni kurulmuş, istatistik hizmetleri kanuni bir esasa bağlanmıştır.

      1918 yılında çıkarılan yeni bir kanunla istatistik faaliyeti sadarete bağlı istatistik Müdüriyet-i Umumiye’ si bünyesinde toplanmış, kanunun uygulamasına bir yıl devam edildikten sonra kaldırılmış ve eski sistem Cumhuriyete kadar devam etmiştir.

 

Cumhuriyetten Sonra Nüfus Sayımları

     “Efendiler, nüfus meselesi bir memleketin en önemli hayati meselelerindendir. İdarî, askerî, malî ve iktisadi meselelerde memleket nüfusunun gerçek sayısını bilmek ne kadar gerekli ise her sene yapılacak istatistiklerle nüfusun artış veya azalış miktarı anlaşılmadan artış nedenlerinin devam ettirilmesi ve azalış nedenlerinin yok edilmesi için tedbir almanın mümkün olmayacağı bellidir. Bundan dolayı yeniden nüfus sayımı yapılmasına pek acil ve kesin bir lüzum muhakkaktır.” Atatürk  

         Cumhuriyetin ilanından sonra, Türkiye’nin karşılaştığı önemli ihtiyaçlardan biri de ülkemizde yaşayan nüfusun sayısının, sosyal ve ekonomik niteliklerinin bilinmesi olmuştur.

 

            

             

  •                Başvekalet Merkezi İstatistik Müdüriyet-i Umumiyesi, Müdür-i Umumi
    M. Camille Jacquert (Başkan), I. Muavin Celel Bey ve Çalışma Arkadaşları, 1928
  •  

Ülkemizde ilk düzenli sayım cumhuriyet döneminde 1927’ de yapıldı. İkincisi 1935 ‘de yapıldı. Bundan sonra her beş yılda bir yapılarak devam edildi.1990 ‘dan sonra ise her 10 yılda bir yapılması yönünde karar alındı. Seçimler nedeniyle listeleri yenilemek için 1997’de bir nüfus sayımı daha yapıldı. En son sayım 22 Ekim 2000 tarihinde ülkemizde on dördüncü genel nüfus sayımı gerçekleştirilmiştir.

          Son sayımda nüfusumuz 67. 844.000 olarak belirlendi. Ülkemizde sayımların yapılması ve sonuçlarını D.İ. E. tarafından yapılmaktadır.

 

               NÜFUS SAYIMLARI NEDEN YAPILIR? 

       1- Nüfusun sayısını belirlemek, 

       2- Nüfusun özelliklerini ortaya çıkarmaktır.

   Nüfus sayımları ile nüfusun sayısı ile bireylerin doğum tarihleri, doğum yerleri, eğitim durumları, cinsiyetleri,  meslek durumları, nüfus artışı gibi bilgiler elde edilir. Buna nüfus istatistikleri denir. Nüfus istatistiklerinden faydalanarak nüfusun ortaya çıkarabileceği problemleri önceden tespit etmek ve bunlara önlem almak mümkündür.

   

20. yüzyıl öncesi nüfus sayımlarının amaçları

Modern nüfus sayımlarının amaçları

Asker sayısını belirlemek,

Vergi yükümlülerini belirlemek

Devlete belirli hizmetler yapmakla yükümlü memur ve sipahilere bırakılan gelir kaynaklarının nicelik ve değişmelerini saptamak amacıyla,

Tarım ve arazi konularında bilgi toplanmaya çalışılması,

Okuma yazma bilmeyen nüfusun belirlenmesi ve buna göre okuma yazma seferberliğine başlanması,

İşsizlerin sayısının belirlenmesi ve buna göre iş sahalarının açılması,

Okula başlayacak çocuk sayısının belirlenmesi ve ona göre okul ve derslik yapılması,

Ülkelerin ihtiyacı olan öğretmen, doktor, mühendis vb. ihtiyacını belirlemek,

Ülkelerin nüfus artış hızını tespit etmek ve nüfus planlamasının yapılması veya nüfus artırma çalışmalarına başlanması,

Ülke kaynaklarının tespiti ve nüfusa göre kullanımının planlanması,

Ülkelerde meydana gelen nüfus hareketlerini tespit etmek ve bunun ortaya koyacağı sonuçlara gerekli önlemler almak,

Asker sayısı ve askerlik sürelerinin belirlenmesi,

 

Nüfus sayımının amacı: Sayımın uygulama tarihinde sınırlarımız içinde bulunan nüfusun büyüklüğünü, idarî bölünüşe göre dağılımını ve başlıca demografik, sosyal ve ekonomik niteliklerini tam ve doğru olarak tespit etmektir.

    Bir ülkenin kalkınmasında alınan kararların amaçlanan hedeflere ulaşması için ülkenin mevcut kaynaklarının bilinmesi gerekir. Bu kaynakların en önemlisi insan kaynaklarıdır. Bir ülkede nüfusun miktarı, nitelikleri, yaş gruplarına göre, ekonomik faaliyetlere göre dağılımı, cinsiyet yapısı gibi özelliklerin bilinmesi gerekir. Bir ülkenin gerçekçi bir kalkınma planlaması ancak nüfusun niteliklerinin bilinmesi sayesinde yapılabilir. Modern nüfus sayımları da bu nitelikleri ortaya koymak için yapılmaktadır. Ayrıca nüfus artışının ortaya koyacağı sorunları önceden tespit etmek ve bunlara önlemler almak ve sorunları çözmek için gerekli planlamalar bu bilgiler sayesinde yapılabilmektedir.

 

           Nüfus sayımlarında sorulan sorular şu üç özelliği ortaya çıkarmaya yöneliktir.

          1- Nüfusun coğrafi dağılışı ortaya koymak,          

          2- Ev halkının yapısını ortaya çıkarmak  

         3- Kişilerin sosyal ve ekonomik özelliklerini ortaya çıkarmak.

 

Nüfus sayımları sonucunda;

                

                  1-Nüfusun sayısı,                                                          

                  2-Artış hızı,       

                  3-Kır – kent nüfus özelliği,                                              

                  4-Yaş gruplarına göre dağılım,

                  5-Cinsiyet durumuna göre dağılım,                                     

                  6-Nüfusun eğitim durumu,    

                  7-Nüfus hareketleri (İç ve dış göçler),                              

                  8-Aktif nüfus özelliği,( Üretici-  tüketici nüfus)                    

                  9-Nüfusun meslek gruplarına dağılımı yani sosyo ekonomik yapısı öğrenilir.   

 

       Bir ülkenin nüfusunun niteliklerini bilmesi, kalkınma önceliklerini belirlemesi açısından önemlidir. Nüfus bir ülke için önemli bir güç aynı zamanda kaynaktır. İnsan kaynağı planlı ve doğru kullanıldığı sürece ülkelerin kalkınmaları ve gelişmeleri oldukça kolay olmaktadır.

   Türkiye’nin nüfusu 1997 yılına göre 62,8 milyon ile Dünya’da 15. sırada ve Avrupa’da Almanya’dan sonra 2. sırada bulunur. Ancak bu haliyle kalabalık olmayan ülkeler arasındadır. 

        1997 sayımına kadarki sayımlar De Facto (dö faktö) yöntemine göre yapılıyordu.1997 de De Jure (dö jur) yöntemi de kullanıldı.  

DÜNYA NÜFUSUNUN ALANSAL DAĞILIŞI

Nüfus Dağılışı: Belirli bir yerdeki nüfusun sık veya seyrek olma durumudur. Nüfusun sayısı ve özellikleri yanında dağılışının da iyi bilinmesi gerekir. Çünkü dünya genelinde veya dünyanın herhangi bir alanında ekonomik ve sosyal özelliklerin ve sorunların tespit edilmesi, çözülmesi açısından nüfusun mekânsal dağılışını iyi bilmek gereklidir.

           Nüfusun dağılışında kullanılan kavramlar.

           Nüfusu fazla olan yerler için—Yoğun nüfuslu ( Sık nüfuslu)

           Nüfusu fazla olmayan yerler için – Orta nüfuslu ( Orta yoğunlukta veya sıklıkta)

           Nüfusu az olan yerler için  --  Seyrek nüfuslu ifadeleri kullanılır.( Tenha)

     Dünyada nüfusunda geçmişten bu güne doğru sürekli bir değişim yaşanmıştır. Bu değişimlerden bir de dünyada nüfusun alansal dağılışıdır.

     Dünya nüfusu yeryüzünde eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Nüfus kıtalara, ülkelere, ülkeler içerisinde bölgelere ve illere göre de farklılıklar gösterir. Dünya nüfusunun yeryüzündeki dağılımı çok dengesiz bir şekilde olup, İnsanların üçte ikisi karaların onda birinden daha az topraklar üzerinde toplanmıştır. Diğer taraftan kuzey yarı küre insanların 90’nını, eski dünya karaları da %85 ini barındırmaktadır.

    Dünya nüfusunda tarih boyunca sürekli artış yaşanırken, bu artışlar kıtalara göre aynı olmamıştır.

Nüfus dağılışını etkileyen etmenler

 

 

Nüfus Dağılışını etkileyen doğal Faktörlerin başlıcaları şunlardır:

 

      A) Yer şekilleri (Topografik özellikler):

        1 -Yükselti: Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Dağlık alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir.

            Ekvatoral bölgede alçak kesimler çok yağışlı, nemli ve sıcak olmasından dolayı bu bölgelerde nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde toplanmıştır.

 

         2 -Eğim ve Bakı: Dünyada eğimi az olan ve düz alanları sık nüfusludur. Çünkü buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları daha fazla ısınır. Güney yarım kürede ise dağların Kuzeye bakan yamaçları daha fazla ısınır Bu yüzden dünyada Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçlar, kuzeye bakan yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır.

 

        3-Dağların Uzanış doğrultusu: Kıyı paralel uzanan dağların denize bakan yamaçları deniz etkisi ile daha nemli, ılıman şartlara sahiptir. Genel olarak sıcaklık yüksektir. Bu yüzden dağların denize bakan yamaçları sık nüfuslu iken, içlere bakan yamaçları seyrek nüfusludur.

 

       B-)İklim şartları: İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur. Dünya nüfusunun zaten çoğu ılıman iklim kuşağında yaşar. İklim koşullarının insan yaşamına uygun olmadığı soğuk iklim, çöl iklimi, karasal iklim, çok aşırı sıcak ve yağışlı ekvatoral iklimle kutup altı iklim bölgeleri seyrek nüfusludur.

 

      C)Bitki örtüsü: Bitki örtüsünün, özellikle ormanların sık ve gür olduğu alanlarda nüfus az ve seyrektir. Çünkü ormanlık alanlarda tarıma ve yerleşmeye elverişli alanlar sınırlıdır.

 

       D)Toprak Verimliliği:Kıyılardaki verimli düzlükler, delta ovaları ve verimli iç ovalar nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Kalkerli arazinin yaygın olduğu alanlar, tuzlu, çorak, jipsli ve aşırı yıkanmış verimi az topraklar tarıma uygun olmadığı için seyrek nüfusludur.

 

        E)-Su kaynakları: İçme ve kullanma suyu temini, tarım ve sanayide suya ihtiyaç duyulması nedeniyle nüfusun çoğu, akarsu, göl vb. su kaynakları çevresinde yoğunlaşmıştır.

 

       F)- Enlem: Dünyada insanlar çok sıcak şartların yaşandığı ekvatoral iklim bölgesi ( Sıcak kuşak) ta, çok soğuk şartların yaşandığı kutup bölgeleri insan yaşamına uygun olmadığı seyrek nüfusludur.

Buna karşın insanların çoğu ılıman kuşakta yaşar. Sıcak ve soğuk kuşakların az, ılıman kuşağın s›k nüfuslu olmasının temel nedeni iklimdir.

      

Nüfus Dağılışını Etkileyen  Beşeri ve Ekonomik faktörlerin başlıcaları şunlardır:

      A- Tarihi, İdari faktörler ve Askeri Faktörler: Dünyada eskiden beri yerleşme alanı olan ve çok eski dönemlerden beri ticaret yollarının kavşak noktası yerler ve buralarda kurulan yerleşmeler daha sık bir nüfusa sahiptir.

       Dünyada bazı kentler başkentlik yapmış olmaları sayesinde, bazı kentler de tarihten günümüze gelen askeri önemi ile yoğun nüfuslanmıştır.

      B-Ekonomik faktörler: Dünyada bazı alanlar da sanayi, madencilik,  tarım, turizm,  ticaret, hizmet ve ulaşım şartlarının iyi olması veya önemli kara, demir, deniz yolları, önemli havaalanları ve limanları ile insanları kendine çok çekmiş ve yoğun nüfuslanmıştır.

Dünyada sık nüfuslu alanların ortak özellikleri:

   1- Arazisi düz ve verimli alanlardır.           

   2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.             

   3- Endüstrinin geliştiği alanlardır.              

   4- Ulaşımın kolay olduğu alanlardır.          

   5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır.

   6- Tarım, hayvancılık, ticaret, turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı alanlar.  

Dünyada seyrek nüfuslu alanların ortak özellikleri:

1- Arazinin yüksek, engebeli ve eğimli alanlar ile toprağı verimsiz alanlar.       

2- Ulaşımın zor yapıldığı yerler.

3-İklimin sert, yağışın az, kuraklığın fazla olduğu yerler.                                    

4- Sanayi, ticaret, turizm ve bayındırlık çalışmalarının gelişmediği alanlar.                                                      

5- Sık ve gür ormanların olduğu alanlarda nüfus seyrektir.  

6- Kurak karakterli çöl alanları,                                 

7- Buzullarla kaplı kutup bölgeleri.

 

Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:

A-   Sık Nüfuslanmış Yerler:

Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.

                                   resim kaynak: www.cografyatutkudur.com

              Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır.

                                           

Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım)  Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.

              Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır.

              

                                       Resim kaynak:upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/d/de/N...

Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yo­ğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.

              Güney ve Batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.

              Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.

             B-  Seyrek Nüfuslanmış Yerler

       İklim şartlarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.

       Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.

                                                

       Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak

seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar)

       Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.

              

                                      Resim kaynak: img105.imageshack.us/.../amazon20rivergi9.jpg

             C-Nüfuslanmamış Yerler

       İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.

       Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.

       Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.

       Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir.

               Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür. 



NÜFUS PİRAMİTLERİ

 

Nüfus Piramitlerinin Anlattıkları

 

Ø      Nüfus sayısını

Ø      Cinsiyet durumunu

Ø      Nüfusun yaş gruplarına dağılımını

Ø      Ortalama yaşam süresini

Ø      Doğum ve Ölüm oranlarını

Ø      Nüfustaki hareketlenmeleri

 

Hakkında bize Bilgi verir. Bizde bu bilgileri kullanarak ülke hakkında tahminlerde ve yorumlarda bulunabiliriz.

Piramitler ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle doğrudan ilgilidir. Ülkelerin ekonomik durumu, aynı zamanda sağlık ve eğitim seviyeleri ile ilgili fikir verir.

Nüfus piramitleri, bir ülkenin geri kalmış, gelişmekte olan yada gelişmiş olduğunun bir göstergesidir.

Nüfus piramitleri ülke nüfusunun cinsiyet dağılımı hakkında bilgi verir.

Piramitlerin sol tarafı “Male”-Erkek, sağ tarafı “Female”- Kadın nüfusu göstermektedir.

 

  

                          

Bu çalışmada kullanılan nüfus piramitlerinde, yaş grupları 5’er yıl arayla sıralanmıştır. Amaca göre farklı yaş gruplarına göre de sınıflandırma yapılabilir.

Piramidin tabanı, yeni doğan ve 5 yaşına kadar olan nüfusu gösterirken, piramit yükseldikçe yaş grubu artar. Piramidin en üst kısmı en yaşlı olan nüfusu gösterir. Piramitler amaca göre farklı yaş grupları ile sınıflandırılabilir.

     

Tabanı geniş piramidin, yaş grupları ilerledikçe daralmaya uğraması, ileriki yaşlarda nüfusun, ölüm veya göçlerle kaybedildiği anlamına gelir. (Mozambik, 2000)

 

                                          

                 

                                                       GERİ KALMIŞ ÜLKELER

Geri Kalmış Ülkelerin Ortak Özellikleri

Geri kalmış ülkeler; sanayileşememiş, nüfusunun büyük bölümü tarımda çalışan ülkelerdir. Yoksul ülkelerdir. Ülke nüfusun büyük bölümü köylerde yaşar. Kentleşme oranı düşüktür. Kişi başına yıllık milli gelir, çoğunlukla 2000 doların altındadır.

Eğitim hizmetleri,

Sağlık hizmetleri,

Beslenme imkanları,

Barınma hizmetleri yetersizdir.

İç göç ve dışarıya göç fazladır.

 

Geri kalmış ülkelerin nüfus piramidi üçgene benzer.

 

Geri kalmış ülkelerin nüfus piramidi üçgene benzer. (Afganistan, 2000)

 

                                             

 

 

Geri kalmış bir ülkede nüfus kırda yoğunlaştığı için doğum oranları fazladır.

 

Sağlık hizmetleri yetersiz olduğundan, bebek ve çocuk ölümleri fazladır.

Gene olumsuz sağlık koşulları nedeniyle, ortalama yaşam süresi kısadır. Yaşlı nüfus oranı düşüktür.

 

Sağlık hizmetlerinin yanı sıra, eğitim hizmetleri ve beslenme şartları yetersizdir.

 

Çocuk ve genç nüfus, ülke nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturur.

 

 

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER

Gelişmekte Olan Ülkelerin Ortak Özellikleri

Ülke sanayileşmektedir.

Tarımda makineleşmenin artması ve kentte sanayileşme ve dolayısıyla iş imkanları köyden kente göçü artırmaktadır.

Tarımsal nüfus ve dolayısıyla kır nüfusu her geçen gün azalmaktadır.

Nüfusun büyük bölümü bir veya daha fazla kentte yoğunlaşmıştır. Kentleşme hızlanmıştır.

Ülkenin gelişmesine bağlı olarak, kentlerde; hastane, okul, konut imkanı fazlalaşmış sağlık, eğitim, barınma şartlarında, düzelme görülmektedir.

Ülke nüfusu, doğal artış ile bir süre daha artar. Kentleşme hızlandıkça doğum oranı da zamanla azalır, ayrıca bebek ölümlerinde azalma ve ortalama yaşam süresinde artış söz konusudur. Bunlarda ülke nüfusunu artıran diğer nedenlerdir

Gelişmekte olan ülkelerin nüfus piramidi üçgen şeklinden çok çan eğrisine benzemeye başlamıştır.

 

Gelişmekte olan ülkelerde, doğum oranlarında azalma dikkat çeker. (Tunus, 2000)

 

                                              

 

Ortalama yaşam süresi artmıştır. Ülkenin nüfus piramidinde artık 60 yaş sonrası, önemli bir orana sahiptir.

 

Orta yaş ve yaşlı nüfus, genç nüfusa göre oransal olarak artmaya başlar. (Brezilya, 2000)

 

 

                                                    

 

Ülke geliştikçe, nüfus piramidi de, gelişmiş ülkelere özgü olan çan eğrisi şekline dönüşür.

 

 

 

                                                   GELİŞMİŞ ÜLKELER

         Gelişmiş Ülkelerin Ortak Özellikleri

Gelişmiş ülkelerde, nüfusun büyük bölümü sanayi sektöründe ve hizmet sektöründe çalışır.

Tarımda çalışan nüfus ortalama olarak    % 2 - % 5 oranındadır. Tarımsal üretim fazladır.

Eğitim, sağlık, altyapı, barınma hizmetleri oldukça gelişmiştir.

Kent nüfus oranı % 95 civarındayken, kır nüfusu % 5 civarındadır.

Ülke içi nüfus hareketleri, yani iç göç çok düşük oranlardadır.

Dış göç alımı, ülke dışına göç verme oranından çok daha fazladır.

Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer

Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır. Ortalama yaşam süresi fazladır.

Doğal nüfus artış hızı düşüktür.

Zengin ülkelerdir.

Nüfusun yaşlanması söz konusudur.

Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur.

Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidinde 80’li, 90’lı yaş grupları önemli bir yer tutar.

 

Gelişmiş bir ülkede piramidin tabanı ile önceki dönemler arasında pek bir değişim yoktur. Ülkenin özel şartlarına göre, doğumlarda önemsiz miktarlarda artış yada azalış görülebilir. (Belçika, 2000)

 

 

                                 

 

Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır.

Ortalama yaşam süresi fazladır.

Nüfusun doğal artış hızı düşüktür.

Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur.

Gelişmiş bir ülkede piramidin yaşlı nüfusu gösteren üst kısımları geniş sayılabilecek bir biçimdedir.

Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer.

 

TÜRKİYE

 

Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.

Sanayide ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun oranı zaman geçtikçe artarken, tarımsal nüfus oranı azalmaktadır.

İç göç ve dış göç hareketleri çok yoğundur.

Günümüzde ülkemiz nüfusunun % 35’i  köylerde yaşarken, % 65’i kentlerde yaşar.

 

              Ülkemizin 1980 yılı nüfus piramidi

 

                                     

 

               Ülkemizin 2000 yılı nüfus piramidi

 

                             

 

            Ülkemizin 2008 yılı nüfus piramidi

 

                                   

 

              Ülkemizin 2025 yılı için öngörülen nüfus piramidi

 

                        

 

              Ülkemizin 2050 yılı için öngörülen nüfus piramidi

 


 
   
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol